BİR İDAM MAHKUMUNUN SON GÜNÜ

                             
  "Ey aydınlar, susunuz! Hâkimin kadife patisi altında cellâdın pençeleri gizleniyor."

   Okuduğum ilk Victor Hugo kitabı aynı zamanda Hugo'nun yazdığı ilk kitaplardan birisi. Bu kitapta kullandığı kelimelerden ve ufak detaylardan yazarın, daha sonradan yazdığı "Sefiller" ve "Notre Dame'ın Kamburu" gibi eserlerinin uzun zamandır aklında olan konular olduğu görülüyor.
   İçinde kitabın kendisi dışında uzun bir ön söz ve kısa bir oyun niteliğinde kısımlar içerdiği için yarısına kadar kendimi kitaba ve işlenen konuya tam veremedim. Ama asıl hikayeye geçtiğim zaman elimden bırakmadan sonuna geldim.
   İlk sayfalarda Victor Hugo'nun kendi hazırladığı uzun bir ön sözle karşılaşıyoruz. Burada bu kitabı yazma amacından ve bunun nedenlerinden bahsediyor. Kitabın isminden de anlayacağımız gibi yazar, idam cezasından bahsediyor. Ama sadece bu cezayı ya da bu cezaya mahkum edilmiş insanların son anlarından bahsetmiyor. Bu kitabın asıl yazılış amacı idam cezasının kaldırılması. Bu cezanın ilk başta hangi bahanelerle yürürlüğe sokulduğundan başlayarak neden gerek ahlaki gerek toplumsal açıdan yanlış bir ceza olduğunu ve neden bir an önce kaldırılması gerektiğini açıklıyor. Daha sonra bu eserin o zamanın toplumundan nasıl bir tepki alabileceğiyle ilgili kısa bir oyun okuyoruz. Son olarak da kitabın ismindeki gibi, bir idam mahkumunun son gününü okuyoruz. Aslında son günleri dersek daha doğru olur. İşlediği suçun detaylarını öğrenemesek de cinayetten dolayı bu cezayı aldığını ve pişmanlık hissetmese de af dilediğini görüyoruz. Mahkum, son günlerinde hayattaki küçük detayların güzelliğini fark etmeye başlar. Ne kadar yaşama isteği olsa da af dilemesinin asıl nedeni arkasında bırakacağı üç yaşındaki küçük kızına üzülmesidir. Onun babasız büyümesini istemediği için kendisine verilen idam cezasının adil bir ceza olmadığına inanır. Ama her şeye rağmen onun için belirlenen sondan kaçamaz.
                                   
   İlk başlarda Victor Hugo'nun düşünceleri bana pek mantıklı gelmediği için severek okumuyordum ama ilerledikçe savunduğu şeyin yüksek bir merhamet duygusuna dayandığını hissettiğim için yazara karşı sempatim oluştu. Hala savunduğu düşünceyi tam anlamıyla doğru bulmuyorum ama tamamen yanlış bir düşünce de diyemem. Daha detaylı bakacak olursak; evet idam cezası insani değerler açısından oldukça yanlış bir ceza fakat baktığımız zaman son derece ileri derece büyük ve tekrarlanan suçlar işlemiş olan insanların hapishanede bile olsa yaşama duygusunu daha fazla hissetmelerini istemem. Victor Hugo'nun bu suçlular için tavsiye ettiği bir diğer çözüm ise hastanede gözetim altında tedavi görmeleri. Bunun için de şunu söyleyebilirim, evet belki daha kabul görülebilir bir suç işlemiş olanlar ve akıl sağlığının normal düşünmesini engelleyeceği seviyede bozuk olması durumunda suçlular için bu doğru bir ceza olabilir, ki günümüzde bu yapılmakta, fakat tedavi için çok geç kalınmış ileri seviye suçluların bunu suistimal etme olasılığı yüksek olduğu için bu riskli bir seçim olabilir. Hatta bu ceza o suçlu için bir ödül niteliği bile taşıyabilir.
   Her ne kadar aynı düşünce yapısına sahip olmasak da Victor Hugo'nun bu düşünceyi savunma nedenlerini anlıyorum. Ayrıca bu eseri zamanında büyük risk alarak yazdığı için cesaretine de saygı duyuyorum.
BİR İDAM MAHKUMUNUN SON GÜNÜ BİR İDAM MAHKUMUNUN SON GÜNÜ Reviewed by Selin on 7.2.24 Rating: 5

1 yorum:

  1. Çok beğendim ben de okuyacağım kitabı gerçekten merak ettim😘👍

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.