ALGERNON'A ÇİÇEKLER



               "Beni rahatsız eden şey hissettiklerimi ifade etmek için gerekli sözcükleri bulamamak."
  1959 yılında Daniel Keyes tarafından yazılan Algernon'a Çiçekler, Charlie Gordon'un sıra dışı hayatını anlatıyor. Charlie düşük IQ ile doğduğu için bir fırında çalışırken aynı zamanda 32 yaşında olmasına rağmen onun gibi olan yetişkinlere özel eğitim veren bir okulda eğitim almaya devam ediyordur. Charlie'yi sınıf arkadaşlarından ayıran özelliği ise onun sürekli öğrenme isteğidir. Bu özelliği bir gün Charlie'nin okulundaki öğrencilerle röportaj yapmaya gelen bir ekip tarafından fark edilir. Bu ekip bir deney üstünde çalışan doktorlar ve bir psikologdan oluşuyordu ve deneylerinde kullanmak üzere denek arıyorlardı. Bu deneyin amacı zeka seviyesi düşük olan bir bireyin IQ seviyesini arttırıp normal düzeye getirmekti. Bunun için öğretmenlerinin tavsiyesi üzerine Charlie'nin öğrenmeye ve gelişmeye olan hevesini fark edip onu ideal denek olarak gördüler.
   Charlie seçildiği icin çok mutluydu çünkü sonunda fırındaki diğer arkadaşlarıyla aynı zeka seviyesine ulaşacak ve onların esprilerini anlayabilecekti. Bu yüzden en yakın zamanda ameliyat gerçekleşti ve ameliyat sonrasında deneyler başladı. Bu süreçte doktoru Charlie'nin zekasındaki gelişimi takip edebilmek icin günlük tutmasını istedi. Biz de kitabı bu günlük olarak okuyoruz. 
   Ameliyattan bir süre sonra Charli'yi Algernon ile tanıştırdılar. Algernon, bu ameliyatin ve deneylerin başarıyla sonuclandigi ilk deney faresiydi. Charlie'yi bazı oyunlarda Algernon ile yaristirdıkları ve bir fareye karsi kaybettiği icin ilk başlarda Algernon'u pek sevmesede aslında aynı kaderi paylaştıklarını anlayınca onu sevip korumaya başladı. Bir süre ameliyat etkisini göstermedi ve Charlie bu duruma çok sinirlenmeye başladı. Bu süreçte okulunda onu bu deney için tavsiye eden öğretmeni Alice onun her zaman yanındaydı. Charlie küçükken ailesi tarafından terk edildiği için kimsesi yoktu ve Alice ona hem bir aile üyesi hem de bir dost gibi yaklaşıyordu. Onun sayesinde endişeleri azalır ve bir süre sonra gerek yazdığı günlükte kullandığı kelimelerden gerekse konuşmasından zekasındaki gelişme de fark edilir hale gelmeye başladı. Fırında çalışan arkadaşlarına gizlilik nedeniyle geçirdiği ameliyattan söz edemediği için herkes Charlie'deki bu büyük değişime çok şaşırıp anlam veremediler. Her ne kadar Charlie onlarla daha iyi anlaşabilmek için bu deneye katılmış olsa da zekası geliştikçe arkadaşları olarak gördüğü kişilerin aslında yıllardır onunla alay ettiklerini fark etmeye başladı ve Charlie hepsinden daha zeki olunca diğerleri tarafından dışlandı. Zekasının gelişmesi ile yeni duygular da keşfeden Charlie, her zaman yanında olan Alice'e aşık olduğunu fark etti. Başlangıçta bunun mümkün olmadığını söylese de Alice'de Charlie'ye karşı aynı duyguları besliyordu. Çok kısa bir süre içinde yalnızlık, aşk ve kimlik kaybı gibi duyguları yaşayan Charlie'nin zekası o kadar ilerliyordu ki ona bu ameliyatı yapan doktordan bile daha zeki olmuştu ve onun bile çözemediği bir sorunu araştırmaya başladı. Algernon'un son zamanlarda sergilediği bazı davranışsal sorunların nedenini anlayamadıkları için ileride Charlie'ye ne olacağını da anlayamıyorlardı fakat Charlie ustun zekası ile bunu çözdü. Vardığı sonuç ise herkesi hüsrana uğrattı. Charlie, bu ameliyatın geçici bir zeka artışı sağladığını ve bir süre sonra eski zeka seviyesine geri döneceğini keşfetmişti. Ama önce yapması gereken bir şey vardı. 
   Her zaman onun zeki olmasını isteyen hatta çocukluğunun ilk dönemlerinde onun durumunu kabul etmeyen annesini ziyaret edip ona artık zeki olduğunu göstermek ister. Öncesinde babasını görmeye gider ama babası onu tanımayınca kim olduğunu söylemez. Sonrasında annesinin yanına gittiğinde ise olaylar düşündüğünden daha farklı gelişir. Bu sırada içindeki eski Charlie dışarı çıkmak isterken yeni Charlie ondan kaçmaya çalışır. Fakat bir sure sonra kaçmanın faydasız olduğunu kabullenir. Eski Charlie er ya da geç geri dönecek ve bu olduğunda ise en büyük acıyı Alice çekecekti.
                                 
   Algernon'a Çiçekler, tekrar okumak istediğim fakat bana hissettirdiği duygulardan dolayı büyük ihtimalle okuyamayacağım kitaplardan birisi oldu. İlk bakışta doğuştan eksiklik veya sorun olarak nitelendirdiğimiz durumlara sahip insanların hayata bakış acılarını ve yaşadıkları sorunları görsek de bazı noktalarda hikayeyi kendimizle de özleştirebilmemiz mümkün. Ufak farklılıklarından dolayı toplum tarafından dışlanarak büyüyen bireylerin bilinç kazandıkça sorunun toplumda olduğunu fark etmesi ve bu yüzden giderek yalnızlaşmasını da bu kitapta görebiliyoruz. Nereden bakarsak bakalım son derece etkileyici bir hikayeye sahip. Ayrıca Algernon'a Çiçekler 2000 yılında ayni isimle bir filme uyarlandı. Filminde kitaba oldukça sağdık kalınmış bu yüzden izlemenizi tavsiye ederim. 
                                   
   Gözlerimiz kapalı yaşarsak çevremizdeki sorunları göremeyiz ve her yer sadece güzelliklerle dolu sanarız. Peki bu güzellikleri görme ümidiyle gözlerimizi açıp kötülüklerle karşılaştığımızda gözlerimizi tekrar kapatmak mı isteriz yoksa her şeyi gören ama mutsuz bir kişi olmayı mı seçeriz?
ALGERNON'A ÇİÇEKLER ALGERNON'A ÇİÇEKLER Reviewed by Selin on 9.5.25 Rating: 5

1 yorum:

  1. Benzer kaderi paylaşan biri olarak söyleyebilirim ki gözleri geri kapatmak, bir kere açıldıktan sonra artık imkansız. Ayrıca her şeyi gören ve mutsuz kişi olmak da hayat boyu kendine acı çektirmek olacağı için ancak bir süre kabul edilebilir olabilir. Ama aslında üçüncü bir seçenek var:
    Ne tamamen körleşmiş bir mutluluk, ne de gerçeklerin acı veren ışığı altında ezilmek. Belki de gerçek çözüm, gördüğümüzü anlamlandırarak, gerçeklerle kendi iç dünyamız arasında bir denge kurabilmektir. Charlie’nin esas trajedisi, belki de bu dengeyi sağlayacak zamanının kalmamış olmasıydı. Bilmek acı veriyorsa, belki sorun bilgide değil, onu taşıyabilme gücümüzdedir. Bilgiyi kullanmayı ve anlamlandırmayı öğrenebilirsek, hem gözlerimiz açık hem de kalbimiz huzurlu olabilir.

    Gerçeklerle yaşamanın getirdiği yükü kabullenmek, fakat bu yük altında ezilmeden, anlamla zenginleştirilmiş bir hayat sürmek. Charlie bunu keşfedemedi ama belki biz keşfedebiliriz.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.