Muhteşem Stefan Zweig eserlerinden bir diğeri olan Korku, dünyada maalesef çokça yaşanan fakat konuşulmayan bir konuyu ele alıyor.
Maddi durumu fazlasıyla iyi olan bir aileye sahip olan Irene, çok güzel iki tane de çocuk sahibiydi. Sekiz yıldır evli olduğu kocası ise ona çok iyi davranıyor ve aralarında sorun çıkmıyordu. Elit kesimden sayılacak derecede iyi gelirli oldukları için Irene neredeyse her gün bir etkinliğe katılıyordu. Çocukları bakıcılarla bırakıp kendisi tiyatrolara, vakıf toplantılarına gidiyordu. Fakat bu bolluk içinde bile Irene, eksiklik hissediyordu.
Bir akşam katıldığı davette sahne alan piyaniste karşı ilgi duyup onunla tanışır. O geceden sonra da piyanist Eduard ile görüşmeye devam eden Irene eksikliğini hissettiği şeyi bulduğunu sanıyordu. O şey heyecandı. Kimsenin bilmediği, yasak ve gizli bu aşk ona aradığı heyecan ve gizemi vermişti. Buna rağmen suçluluk hissetmeye başlar fakat yine de Eduard ile görüşmeye devam eder.
Yine bir gün Eduard'ın evinden çıkarken bir kadınla karşılaşır ve kadın Irene'e bağırmaya başlar. Ona, ne hakla sevgilisini çalmaya çalıştığını sorar. Bunun üzerine Irene yüzünü saklayarak kadına bir miktar para verir ve oradan uzaklaşır. Böylece içindeki suçluluk duygusu bu sefer korku ile birlikte daha da artar. Bir daha görüşmemek üzere son bir kez piyanist ile buluşma ayarlar fakat buluşma yerine vardığında aynı kadınla tekrar karşılaşır. Eduard'ın sevgilisi olduğunu iddia eden kadın bu sefer Irene'i tehdit etmeye ve şantaj yapmaya başlar. Irene bir süre bu kadına para göndermek zorunda kalır. Bu duruma karşı koymak için fikirler üretse de kocasının bu durumu öğrenince vereceği tepki, çocukları ve çevresindeki insanlar onu o kadar korkutuyordu ki kadının isteklerine boyun eğiyordu.
Irene, sadece biraz heyecan istemişti ve elindeki güzel hayatın kıymetini bilmediği için her şeyi mahvetmişti. Artık korkusu onu o kadar etkisi altına almıştı ki evden dışarı bile çıkmaya korkuyordu. Ayrıca paranoyak düşünceler de onu tüketiyordu. Kocasının çoktan her şeyi bildiğini hissediyordu. Irene, bütün bu baskılara dayanamayıp hayatına son vermeyi planlar fakat beklemediği bir sürpriz ile karşılaşır.
Stefan Zweig, her zamanki gibi var olduğunu bile fark etmediğimiz veya kulak ardı ettiğimiz sorunların büyük sonuçlar doğurabileceğini ve bu sorunların birçoğuna da aslında insanın kendisinin yol açtığını anlatıyor. Ayrıca bu kitabında elimizdeki güzelliklerin değerini bilmemiz gerektiğini ve açgözlülük yapıp daha fazlasını istemenin insanları yanlış yollara sürükleyebileceğini gösteriyor ve bir kez daha bizleri hem düşündürüp hem hüzünlendiriyor. Stefan Zweig kitaplarını bu kadar beğenip önermemin bir diğer nedeni ise, yazarın bu kadar hassas ve etkileyici konuları uzun romanlar yerine kısa hikayelerle okuyucuya aktarması. Bunu yaparken de hikayenin duygusunu son derece başarılı bir şekilde bizlere hissettirebilmesidir.
KORKU
Reviewed by Selin
on
31.1.21
Rating:
Merhabalar sanırım siz de benim gibi bu platformda yenisiniz umarım kısa sürede hedeflerinize ulaşabilirsiniz. İstersen benim sitemi (project0blog.blogspot.com) ziyaret edebilirsin. He bu arada yorum yaparsan çok mutlu olurum 😄
YanıtlaSilEllerinize sağlık ^^ çok ilgi çekici olmuş
YanıtlaSil