“ Mesela amaçsız, başarısız bir yaşamın ne değeri var ?
Ya da daha kötüsü, ıstırap çeken, en ufak iyileşme umudu olmayan bir hayatın ? ”
Uzun zamandır çevrilmesini beklediğim, Grangé'nin en son kitabı olan Mermer Adam 1939 yılında 2.Dünya Savaşı öncesinde geçiyor. Yazarın diğer kitapları gibi bu kitabı da birbiri ardına öldürülen kadınlar ve kim olduğu bilinmeyen bir katil üzerinden ilerliyor.
İlk başta oldukça tanınan ve işinde en iyilerden birisi olarak nitelendirilen psikiyatr Simon Kraus ile tanışıyoruz. Simon özellikle kadın hastalarla ilgilenen ve rüyalarla ilgili çalışmalar yapan bir psikiyatr. Bir gün kapısında görmeyi en son beklediği kişi, bir Gestapo belirir. Bu her zaman kötü haber belirtisidir. Hastalarından bazılarının ölüm haberini alan Simon bu kadınların ortak noktası olduğu için sorguya alınır. Sorgusundan sonra Gestapo onun peşini bıraksa da Simon bu davanın peşini bırakmaz ve bu yüksek sosyete kadınların öldürülmesinin ardındaki gerçeği bulmak için kendi başına soruşturmasını yürütmeye başlar.
Simon'a bu haberi veren Franz Beween o zamanların gizli polis örgütü olan Gestapo'nun bir parçasıydı. Savaş öncesi yaşanan kargaşanın arasında ortaya çıkan bu seri cinayetlerin biran önce çözülmesi ve üstünün örtülmesi için Beween görevlendirilmişti. Normalde Nazi Almanya'sında birkaç kadının öldürülmesi kimsenin umurunda olmazdı, zaten her gün yüzlercesi öldürülüyordu ama bu kadınları özel yapan bir şey vardı. Hepsi parti üyesi, ülkesine sadık, zengin adamların eşleriydi. Onlara yapılan bir saldırı ülkeye ve rejime yapılan bir saldırı sayılırdı.
İlk başta Simon'dan da şüphelenen Beween bir süre sonra iki ayrı soruşturma yürütülmesindense Simon'ın elindeki bilgilere de ulaşmak için onunla birlik olur ve gazi babasının kaldığı psikiyatri hastanesinin doktoru ve yöneticisi olan Minna Von Hassel'ın da dahil olması ile kendisine üç kişilik bir araştırma ekibi kurar. Tabii ki bu onun gizli ekibi olur çünkü üstleri iki psikiyatrdan oluşan bu ekibin dönemin en önemli dosyalarından birini yönetmesini asla kabul etmez.
Kurbanların ortak noktalarını araştırırken hepsinin düzenli olarak gittiği Adlon Hoteli'nin kulübüne giderler ve orada bir isim duyarlar, mermer adam. Bütün kadınlar öldürülmeden önce mermer adamın onları takip ettiğini söylemişlerdi. Bu isim Simon'a tanıdık gelmişti. Aynı zamanda evi olan ofisine geri döner dönmez hastalarının rüyalarını kaydettiği koleksiyon odasına geçer ve kurbanların rüyalarının olduğu plakları dinlediği zaman tekrar aynı isimle karşılaşır, mermer adam.
Artık aradıkları katilin mermer adam olduğunu anladılar ama kadınlara sadece rüyalarında görünen bu katil gerçek miydi? Gerçekse bile onu nasıl yakalayabilirler ki? Bu davayla uğraşırken aynı zamanda ülkenin iç işlerindeki karışıklıklar, sürekli yeni şüphelilerin çıkması, yanlış kişilerin peşine düşmeleri, Minna ve Simon'a karşı yapılan saldırılar hayatlarını ve davanın gidişatını daha da karmaşık bir hale sokar. En sonunda karşılarına çıkan katil ise bu üçlü için, özellikle de Simon için, hem üzücü hem de rahatlatıcı bir sonuç olur.
Grangé en sevdiğim polisiye yazarı olduğu ve onun kitaplarıyla büyüdüğüm için yeni çıkan her kitabını yüksek beklentiyle elime alıyorum. Bu sefer politik ve biraz da tarihi denebilecek konuları da ele aldığı için merakla okumaya başladım. Fakat maalesef kitabın sonu beni beklediğim kadar şaşırtmadı ya da heyecanlandırmadı. Grangé, yazım olarak hep hikayeye yavaş başlayıp sonrasında hızlanan bir tarza sahip olduğu için bu kitap da aynı şekilde ilerledi. Hikayenin yarısına kadar çok yavaş ilerlediği için kitabı zar zor elime alabildim ama yarısından sonra elimden düşüremedim. Buna rağmen sonlara doğru yazar rotasından biraz şaşmış gibi bir hal aldı. Bu kadar dolandırmak yerine direkt sonuca varsaydı ya da bize verdiği ilk sonuçta bitirseydi daha güzel olabilirdi.
Yine de Grangé'nin en sevmediğim kitabı oldu diyemem. Tarihi yönden bilgiler edindiğim bir kitap oldu. Ayrıca 2. Dünya Savaşı sırasında insanların çektiği acıları ve onlara yapılan acımasızlıkları gerçekten güzel yansıtmış, bu yönden hoşuma gitti. Bildiğim kadarıyla Grangé'nin yazdığı bir kitap daha var onun da en yakın zamanda çevrilmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
MERMER ADAM
Reviewed by Selin
on
11.1.24
Rating:
Çok beğendim ,devamını sabırsızlıkla bekliyorum
YanıtlaSil